Aralık ayında Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun” ile ticari alacak davalarında “arabulucuya başvurma dava şartı” olarak getirilmiştir. Bu doğrultuda Türk Ticaret Kanunu (“TTK”)’na 5/A. Madde ve geçici 12. Madde eklemeleri ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun bazı hükümlerinde değişiklik yapılmıştır.
Öncelikle bu başlığı “Mutlak Ticari Davalar” ve “Nisbi Ticari Davalar” olarak ayırmalıyız.
“Mutlak Ticari Davalar” kapsamına giren maddeleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Buna karşın, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davaların istisna olduğu ve ticari dava olarak kabul edilmeyeceği TTK’nın 4. maddesinde açıkça belirtilmiştir.
Menfi tespit davalarında tartışma olsa da konusu alacak ile ilgili olduğu için öncelikle arabuluculuğa başvurmak gereklidir.
“Nisbi Ticari Davalar” kapsamı çok daha geniştir. Burada her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması şarttır.
1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla arabulucuya başvurulmadan dava açılması halinde, herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine mahkemece karar verilir.